Diva KadınASSOC. PROF. DR. GÖKÇEN ERDOĞAN0312 417 1788MENÜ

BLOG

Cinsellik Olmadan Evlilik Olur Mu?

Cinsellik Olmadan Evlilik Olur Mu?

Cinsellik Olmadan Evlilik

Cinsellik olmadan evlilik olur mu tabiki hayır. Sağlıklı bir evlilik olabilmesi için cinsel hayat en önemli bileşendir. Evliliklerde cinsel hayatımız %70 gibi önemli bir oran oluşturmaktadır. Cinsel yaşantı olmaksızın sürdürülebilen evliliklerde eşler ciddi sorunlar yaşayabilmektedir. Bunları sıralamak gerekirse; Psikolojik sorunlar, maddi problemler, iş veya sosyal hayatın stresinin sebep olduğu durumlardır.

Yalnız ilk zamanlarda cinsellik giderek azalıyor ve özellikle en yoğun ve keyifli yaşandığı 30 lu yaşlarda iseniz, o zaman cinsel hayatınızda sorun var demektir. Cinsel birliktelikte hiçbir şey hissetmiyor ve cinsel isteğiniz azalmış ya da bunu görev haline getirip yapıyorsanız tam da burada oluşan cinsel isteksizliktir diyebiliriz.

İleri yaşlarda özellikle menopoz döneminde veya doğumdan sonra cinsel ilişki uzak kalınması, jinekolojik sorunlar, erkekte sertleşme sorunu, hormonsal, sinirsel, nörolojik sorunlar cinsel isteksizlik yaratabilmektedir. Sürekliliği olan ve kaliteli bir cinsellik dış etkenlerle de bağlı olmaktadır. Mesela, aile içinde ekonomik sorunlar yaşanıyorsa, çiftler arasında görüş ayrılığı varsa, sık sık akrabalarla çatışmalar oluyorsa, haliyle cinsellik de eşleri olumsuz yönde etkilemektedir.

Sağlıklı, mutlu bir evliliği sürdürebilmek adına iki tarafa da düşen görevler var tabii ki. Öncelikli olarak eşlerin bir ilişkide temel olan iletişimi kesintisiz sürdürmeleri gerekmektedir. Burada önemli olan ertelemeden söylemek, biriktirmeden aktarmak, paylaşmak, beklentilerinizi usulünce karşı tarafa iletmek, konuşmak, dinlemek ve en önemlisi de birbirinizi anlamaya çalışmaktır.

Evlilikte Cinsel Yaşamın Olmamasının Nedenleri?

  • Eşlerin arasında cinsel isteklerinin farklı olması
  • Cinsel isteksizlik yaşaması
  • Eşlerden birinin kontrol edilemeyen öfkesi
  • Cinsellikten sıkılmak
  • İşyerinden yorgun gelmek
  • Eşini aldatması
  • Doğum sonrası ve bebeğin aile üzerinde yarattığı değişiklikler
  • Stres
  • Erkeklerde görülen iktidarsızlık ve sertleşme Sorunlar
  • Kadınlarda görülen disparoni ya da vajinismus gibi Sorunlar
  • Bazı ilaçların yan etkileri
  • Depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar
  • Geçmişte yaşanan cinsel istismar veya tecavüz gibi travmalar
  • Eşlerden birinin pornografi bağımlısı olması.

Cinsel İstek Arzunun Azalmasının Sebepleri Nelerdir?

Evliliğin ilk yıllarının ardından birbirini çekici bulmayan eşler zamanla aynı yatakta yatmak veya ten temasında bulunmak bile çekilmez gelebiliyor. Bunların sebeplerini sıralamak gerekirse;

Fiziksel Sebepler

Erkeklerde; Kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, testosteron hormonunda azalma, geçirilmiş cerrahi ameliyatlar, yaşanan travmalar, peyroni hastalığı gibi hastalıkların sebep olduğu cinsel organ anomalileri, boşalma ve sertleşme problemleri, kronik hastalıklar vb.

Kadınlarda; Genital bölgede oluşan siğiller, cerrahi operasyonlar, vajinal kuruluk, menopoz, vajinada oluşan şekil bozuklukları, kronik hastalıklar, nörolojik hastalıklar ve ağrılı cinsel ilişki vb. şeklinde sıralayabiliriz.

Psikolojik Sebepler

Eşlerin cinsel isteğini olumsuz yönde etkileyen özellikle; stres, anksiyete ve depresyon, bireysel ve kişiler arası sorunlar, beden algısı ile ilgili kaygılar, ölümler veya doğumlar, geçirilen cinsel istismarlar, vajinismus, erkeklerde erken boşalma, hem erkek hem de kadın için cinsel isteksizliğe sebep olabilmektedir.

Kontrol edilemeyen öfke: Eşlerden birinin diğerine öfke kontrolünü sağlayamayıp cinsel ilişkiden mahrum etmesi ve eşini cezalandırması çok sık karşılaştığımız bir durumdur. Bu gibi durumlarda açık olunmalı ve her şey detaylıca konuşulmalıdır. Böylece ilişkiniz daha az zarar görecektir.

İlişkide Memnuniyetsizlik: Eşlerin yaşadıkları cinsellikten memnun olmamaları ve hayal kırıklığı yaşamaları oldukça sık görülen bir durumdur. Bu durumun zamanla düzeleceğini ve böyle bir sebepten dolayı, yolunda giden bir ilişkiyi bitirmenin yersiz olduğunu düşünebilirler. Dolayısıyla, ilişkiye bağlılıkları uğruna cinsellikten vazgeçerek, aslında bir fedakârlık yaptıklarını düşünürler.

Ten Uyuşmazlığı: Çiftler arasında en önemlisi ten uyuşmazlığıdır. Başka alanlarda birbirine uyum sağlayabilen ve ortak paylaşımlar yapan çiftler cinsel ilişki anlamında uyumu yakalayamaz. Böyle bir durumda doyumlu bir cinsellik yaşayamadıkları içinde zamanla birbirlerinden uzaklaşırlar.

Eğitim Eksikliği: Eşlerin cinsel konularda eksik bilgiye sahip olmaları, partnerlerin birbirlerinin ve kendilerinin organlarını tanıyabilmelerini büyük ölçüde kısıtlamaktadır. Yani, birçok erkek, kadının orgazm olup olmadığının farkına bile varmaz. Bu durumda da haliyle cinsel birliktelikte çiftlerin hazları yarım kalır. Ayrıca, cinsel ilişkileri zamanla monotonlaşır ve çiftler artık seks yapmak istemezler.

Cinsel Mitler: Toplumumuzda cinselliği ayıp, günah ve pis olduğu seklinde inanışlar sayesinde kadınlar cinselliği sadece erkeğe yönelik bir görev olarak görmeleri ve bu düşünceyle yatağa girmeleri cinsel isteklerinin azalmasına yol açabilmektedir.

Bağlanma Korkusu: Çocuklukta veya geçmişte yaşadığınız birlikteliklerde bağlanılan ve yakın ilişki kurulan kişiler tarafından terk edilen ya da incitilen ve yaşanan bu olumsuz duygular neticesinde travmalar oluşur. Bu durum zamanla her türlü duygusal ve fiziksel yakınlaşmada bir korkuya ve uzaklaşmaya sebep olabilir.

Cinsel İstek Azalmaya Başladığında Basit Teknikler ve Öneriler Nelerdir?

Sessiz kalmayın: Mutlu bir cinsel hayatınızda, eşler arasında sadece onlara özgü bir dil olmalı ve eşler nelerden hoşlandığını, nelerden hoşlanmadığını karşısındakine rahatlıkla söyleyebilmeli ve bu durum anlayışla karşılanmalıdır.

Asla kıyaslama yapmayın: Evliliklerde veya cinsel birlikteliğinizde, eski sevgili veya eş, arkadaş, anne ve baba gibi olumsuz yönde kıyaslamak cinsel yaşantınızda yapılacak en kötü şeylerden biridir diyebiliriz.

Eleştiri yapmayın: Cinsellikte özellikle erkekler için konuşulan penis boyu ve performansları eleştiriye karşı en hassas oldukları alanlardan biridir. Bu nedenle, bu konuda her zaman olumlu konuşulmalı ve övgü dolu sözler sarf edilmelidir.

Baştan çıkarıcı olun: Cinsel ilişkide her iki taraf içinde söylüyorum. Bakımlı, ilgili ve ilgi çekici olmak çok önemlidir. İlişkinizi canlı tutacak söz ve davranışlarda bulunulmalı, partnerler birbirlerine, ilk zamanlardaki gibi küçük jestler yapmalı, önemli günleri hatırlamalı, arada da olsa dışarıda birlikte zaman geçirmelidir. Özellikle zaman zaman yapılan küçük sürprizler ve fanteziler çiftleri tekrar yakınlaştırır ve cinsel ilişkiyi canlı tutar.

Sonuç olarak, yapılan her şeye rağmen, çiftler arasına giren soğukluk giderilemiyor ve problemlere çözüm olmuyorsa, çiftler sağlıklı bir iletişim kurabilmek adına zaman harcamadan bir uzmandan yardım almalıdır. Bu durum, eşlerden yalnızca birinin sorunu değil, çiftlerin ortak sorunudur. Mutlu ve güzel bir cinsel hayat yaşamak herkesin hakkıdır.

Sağlıklı Cinsel Yaşamın Faydaları Nelerdir?

  • Evliliğin ömrünü uzatır.
  • Eşler cinsel ilişkilerinde tam bir haz yaşayarak daha mutlu olurlar.
  • Eşlerden birinin veya her ikisinin tatmin olduğu durumlarda cinsel hayatınız, olası sadakatsizliklerin önüne geçer.
  • Eşlerin birbirine olan bağlılığını artırır.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Düzenli cinsel hayata sahip eşlerin libidosu artar.
  • Kan akışını düzenler.
  • Spor yapmak gibi beden sağlığına fayda sağlar.
  • Kalp krizi riskini azaltır.
  • Acı ve ağrı hissini azaltır.
  • Uyku düzenine faydalıdır.
  • Kişinin stresle baş etmesine yardımcı olmaktadır.
Güncelleme Tarihi: 14.05.2023
Assoc. Prof. Dr. Gökçen Erdoğan
Editör
Assoc. Prof. Dr. Gökçen Erdoğan
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Assoc. Prof. Dr. Gökçen ErdoğanDiva KadınAssoc. Prof. Dr. Gökçen Erdoğan
0312 417 17880533 283 8353